İlgilendiğim adamda arzuyu uyandırmak için ne yapmalıyım?
- What should I do to arouse desire in the man I'm interested in?
Bugünün Pekin'i bende çok derin bir etki bıraktı ve merakımı uyandırdı.
- Today's Beijing has given me a very deep impression and aroused my curiosity.
Onun hikayesi benim şüphemi uyandırdı.
- His story aroused my suspicion.
İlgilendiğim adamda arzuyu uyandırmak için ne yapmalıyım?
- What should I do to arouse desire in the man I'm interested in?
Onu uykusundan uyandırmayın.
- Don't arouse him from his sleep!
I remain silent because I don't want your words to arouse even more hatred in the hearts of my enemies.
- Ich schweige, weil ich nicht will, dass meine Worte in den Herzen meiner Feinde noch mehr Hass erwecken.