O, elbette İngilizce konuşabilir.
- She can naturally speak English.
Doğal olarak sinirlendi.
- Naturally he got angry.
Bütün insanlar doğal olarak birbirlerinden nefret ederler.
- All men naturally hate each other.
Nefes alışı kadar doğal şekilde yalan söyler.
- He lies as naturally as he breathes.
Her şey beklendiği gibi gitti.
- Everything went as expected.
Beklendiği gibi ilk sırayı kazandı.
- As expected, he won first place.
O doğuştan iyi bir hafızasıya sahip.
- He has a naturally good memory.
As expected, the price of imported goods rose.
- Erwartungsgemäß sind die Preise für Importwaren gestiegen.