eruption, explosion (usually of an unpleasant thing)

listen to the pronunciation of eruption, explosion (usually of an unpleasant thing)
English - Turkish

Definition of eruption, explosion (usually of an unpleasant thing) in English Turkish dictionary

outbreak
{i} salgın

Bu kampanya yeni Zika virüs salgınlarını önleyemez. - This campaign cannot forestall new Zika virus outbreaks.

Salgın konusunda gereksiz yere endişeli olmak için hiçbir sebep yoktur. - There is no reason to be unnecessarily worried about the outbreak.

outbreak
{i} (istenmeyen bir olay) (birdenbire) ortaya çıkma, patlak verme
outbreak
{i} başlama

Bir dizi olay savaşın başlamasına yol açtı. - A chain of events led to the outbreak of the war.

outbreak
patlak verme
outbreak
çıkma
outbreak
patlama
outbreak
{i} isyan
outbreak
isyan/salgın
outbreak
{i} yeryüzüne çıkmış kaya katmanı
English - English
{i} outbreak
eruption, explosion (usually of an unpleasant thing)
Favorites