ertelenme

listen to the pronunciation of ertelenme
Turkish - English
deferment
adjournment
ertelenme (ceza)
suspension
ertelenme süresi
grace
ertelenme tarihi
(Bilgisayar) defer until
ertele
(Bilgisayar) snooze

Mary hit the snooze button. - Meryem alarm erteleme düğmesine hiddetle bastı.

I hit the snooze button and went back to sleep. - Erteleme düğmesine bastım ve tekrar yatmaya gittim.

ertele
held up
ertele
postpone

He decided to postpone his departure. - Gidişini ertelemeye karar verdi.

The meeting will be postponed till the 20th of this month. - Toplantı, bu ayın 20'sine ertelenecek.

ertelenmek
postpone
ertelenmek
adjourn
ertele
{f} pigeonhole
ertele
defer
ertele
hold up
ertele
adjourn

We adjourned the meeting until the following Friday. - Gelecek cumaya kadar oyunu erteledik.

The meeting was adjourned until the following week. - Toplantı gelecek haftaya kadar ertelendi.

ertele
{f} postponed

If it were to rain tomorrow, the match would be postponed. - Eğer yağmur yağsaydı, maç ertelenecekti.

The meeting will be postponed till the 20th of this month. - Toplantı, bu ayın 20'sine ertelenecek.

ertele
held over
ertele
hold over
ertele
{f} deferred
ertelenmek
stand over
ertelenmek
lie over
ertele
hold#up
ertele
heldup
ertele
heldover
ertele
hold#over
ertelenmek
to be postponed, be delayed
ertelenmek
be hung up
Turkish - Turkish
Ertelenmek işi
ertelenmek
Daha sonraki bir zamana bırakılmak
ertelenme
Favorites