I hit the snooze button and went back to sleep.
- Erteleme düğmesine bastım ve tekrar yatmaya gittim.
Mary hit the snooze button.
- Meryem alarm erteleme düğmesine hiddetle bastı.
He decided to postpone his departure.
- Gidişini ertelemeye karar verdi.
I don't know why the meeting was postponed.
- Toplantının neden ertelendiğini bilmiyorum.
The meeting was adjourned until the next week.
- Toplantı gelecek haftaya kadar ertelendi.
The meeting was adjourned until the following week.
- Toplantı gelecek haftaya kadar ertelendi.
I don't know why the meeting was postponed.
- Toplantının neden ertelendiğini bilmiyorum.
I postponed doing my housework for a few hours.
- Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim.