Lütfen sınıfta koşmayın.
- Please don't run in the classroom.
Bu sınıfta kırk öğrenci var.
- There are 40 pupils in this class.
Matematik dersi iyidir.
- The mathematics class is good.
Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız.
- You must not speak Japanese during the class.
Onun müziğini rock müzik olarak sınıflandırıyorum.
- I classify his music as rock.
Kütüphaneci kitapları konularına göre sınıflandırdı.
- The librarian classified the books according to subject.
Sami derslikten çıktı.
- Sami came out of the classroom.
The services at the hotel are first-rate.
- Die Leistungen im Hotel sind erstklassig.