ersonnen

listen to the pronunciation of ersonnen
English - Turkish

Definition of ersonnen in English Turkish dictionary

invented
{f} icat et

Bu makineyi kim icat etti? - Who invented this machine?

Bell'in telefonu icat ettiğini herkes bilir. - Everyone knows that Bell invented the telephone.

invented
(sıfat) uyduruk
invented
{s} uyduruk
invented
uydurma
arranged
düzülmek
constructed
yapılı
devised
planlanmış
invented
uydurmasyon
woven
dokunan
arranged
düzenlendi

Toplantı gelecek pazar düzenlendi. - The meeting was arranged for next Sunday.

Parça, piyano ve orkestra için düzenlendi. - The piece was arranged for piano and orchestra.

constructed
inşa edilmiş

Bu şimdiye kadar ülkemizde inşa edilmiş en büyük tanker. - This is the largest tanker that has ever been constructed in our country.

devised
icat

O, daha az yakıt tüketen yeni bir motor icat etti. - He devised a new engine to use less gas.

devised
geliştiriş
invented
icat edilen

Harika bir adam tarafından icat edilen bir sistem küçük olanlar tarafından savunulabilir. - A system that has been invented by a great man can be defended by small ones.

1888 yılında icat edilen, Alman Flocken Elektrowagen, dünyanın ilk elektrikli otomobili olarak kabul edilmektedir. - The German Flocken Elektrowagen, invented in 1888, is considered to be the world's first electric car.

thought up
düşünmek

James has thought up a brillant new idea for our new product.

arranged
düzenle

Onlar bir toplantı düzenlediler. - They arranged a meeting.

İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi. - The two stamp collectors arranged a trade.

fabricated
(İnşaat) imal edilmiş
trumped up
uyduruk
woven
f., bak. weave
woven
(sıfat) dokunmuş, dokuma, örülmüş