Mary'ye kompozisyonumdaki hataları düzelttirdim.
- I got Mary to correct the errors in my composition.
Tom patronu için önemli bir belgeyi çevirirken, bazı hatalar yaptığının farkında değildi.
- Tom was unaware of some errors he had made when translating an important document for his boss.
Bu telefon faturasında yanlışlıklar var.
- There are errors in this phone bill.
Bana yanlışlarımı gösterdiğin için sana içtenlikle teşekkür ederim.
- I thank you sincerely for having shown me the errors.
Bu telefon faturasında yanlışlıklar var.
- There are errors in this phone bill.
Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi?
- Does the error occur regularly or sporadically? Is the error reproducible?
En sonunda hatasını anladı.
- At last, he realized his error.
Hata için onu suçlamayın.
- Don't blame him for the error.
Hatasız kul olmaz. hataların için başka birini suçlamak daha insanidir.
- To err is human. To blame somebody else for your errors is even more human.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
Biz deneme ve yanılma ile öğreniriz.
- We learn by trial and error.
The block transmission errored near the start and could not be received.
This directory errors with a Permission denied message.
Without music, life would be a mistake.
- Without music, life would be an error.
... errors of appeasing Hitler at Munich. That set of ideas shaped U.S. foreign policy ...
... and some believe that those contributed to the tragic errors of America’s entry into ...