Mary'ye kompozisyonumdaki hataları düzelttirdim.
- I got Mary to correct the errors in my composition.
Teresa hatalarına pişman oldu.
- Teresa regretted her errors.
Bu telefon faturasında yanlışlıklar var.
- There are errors in this phone bill.
Bana yanlışlarımı gösterdiğin için sana içtenlikle teşekkür ederim.
- I thank you sincerely for having shown me the errors.
Bu telefon faturasında yanlışlıklar var.
- There are errors in this phone bill.
En sonunda hatasını anladı.
- At last, he realized his error.
Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?
- Did the error occur right from the start or later on? - When?
Hata için onu suçlamayın.
- Don't blame him for the error.
Hatasız kul olmaz. hataların için başka birini suçlamak daha insanidir.
- To err is human. To blame somebody else for your errors is even more human.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
Biz deneme ve yanılma ile öğreniriz.
- We learn by trial and error.
The block transmission errored near the start and could not be received.
This directory errors with a Permission denied message.
Without music, life would be a mistake.
- Without music, life would be an error.
... some fraction succeed without using Creative Commons, but they're rounding errors against ...
... and some believe that those contributed to the tragic errors of America’s entry into ...