erkeğim

listen to the pronunciation of erkeğim
Turkish - English

Definition of erkeğim in Turkish English dictionary

erkek
male

Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis. - Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecekler içerler.

There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus. - Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz.

erkek
man

Michael is a man's name but Michelle is a lady's name. - Michael bir erkek adıdır ama Michelle bir bayan adıdır.

How many brothers do you have? - Kaç tane erkek kardeşin var?

erkek
{i} Jack
erkek
he
erkek
(genç) boy
erkek
manly

You're so strong, manly and sweet, how could I resist you? - Çok güçlü, erkeksi ve tatlısın, sana nasıl direnebilirim?

Tom isn't very manly. - Tom çok erkeksi değil.

erkek
(hayvan) Tom
erkek
hard

My brother pretended to be working very hard. - Erkek kardeşim çok sıkı çalışıyormuş gibi davrandı.

My brother studies as hard as I do. - Erkek kardeşim benim kadar çok çalışır.

erkek
husband

When we think of the traditional roles of men and women in society, we think of husbands supporting the family, and wives taking care of the house and children. - Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.

Of all the men that I dislike, my husband is certainly the one that I prefer. - Hoşlanmadığım tüm erkeklerden, kocam kesinlikle tercih ettiğimdir.

erkek
good, hard (iron, copper)
erkek
prov. husband
erkek
mech., carpentry male
erkek
rigid
erkek
male, he; manly, courageous, reliable; rigid, hard; man; husband
erkek
menfolk
erkek
{s} masculine

Men like to look masculine. - Erkekler erkeksi görünmek isterler.

The yin is feminine and the yang is masculine. - Yin dişil ve yang erkektir.

erkek
courageous
erkek
gent

In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department? - Eğlence parkında kendi kendine ağlayan bir erkek çocuk buldu, ve onunla kibarca konuştu. Hey, evlat, Sorun nedir? Kayboldun mu? Seni kayıp çocuklar bölümüne götürmemi ister misin?

The gentleman was killed by a slave in revolt. - Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü.

erkek
men's
erkek
men

Those young men are independent of their parents. - Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar.

My son thinks women are stronger than men. - Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.

erkek
honest and true
erkek
manly, courageous, virile, macho
erkek
man; male
Turkish - Turkish

Definition of erkeğim in Turkish Turkish dictionary

Erkek
(Osmanlı Dönemi) NERE
Erkek
kişi
Erkek
(Hukuk) MÜZEKKER
Erkek
male
Erkek
(Osmanlı Dönemi) IBLIK
Erkek
er
erkek
Sert, kolay bükülmez
erkek
Sperma oluşturan organizma
erkek
Sözüne güvenilir, mert
erkek
Yetişkin adam, kadın karşıtı: "Erkekler gelince buraya, karılar işte böyle kaçar."- O. C. Kaygılı
erkek
Koca
erkek
Girintili ve çıkıntılı olmak üzere bir çift oluşturan nesnelerden çıkıntılı olanı
erkek
Marangozculukta geçmelerde bir yuva ya da deliğe giren bölümü üzerinde bulunduran parça
erkek
İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı
erkek
Yetişkin adam, kadın karşıtı
English - Turkish

Definition of erkeğim in English Turkish dictionary

erkek
zıvana mortise