Of course it's difficult to gain access to the Prime Minister.
- Tabii ki Başbakan'a erişmek zordur.
Access to the mountaintop is difficult.
- Dağın zirvesine erişmek zordur.
It took me two hours to reach Yokohama.
- Yokohama'ya erişmek iki saatimi aldı.
It took me two hours to reach Yokohama.
- Yokohama'ya erişmek iki saatimi aldı.
All students have access to the library.
- Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi var.
Let's stay somewhere with easy airport access.
- Havaalanına kolay erişimi olan bir yerde kalalım.