Bahaneler icat etmekte çok kötüdür.
- Im Erfinden von Ausreden war er sehr schlecht.
Tanrı olmasa onu icat etmek zorunda kalırız.
- If God did not exist, we'd have to invent him.
Bahaneler icat etmekte çok kötüdür.
- He is very bad at inventing excuses.
Mikroskopu kimin icat ettiğini biliyor musun?
- Do you know who invented the microscope?
Thomas Edison ampulü icat etmiştir.
- Thomas Edison invented the light bulb.
Keşke benim zengin olmam için yeterince satan bir şeyi bulmak için yeterince akıllı olsam.
- I wish I was smart enough to invent something that sold well enough for me to get rich.
My hobby: inventing irregular forms of verbs.
- Mein Steckenpferd: Unregelmäßige Verbformen erfinden.
A truth that's told with bad intent, beats all the lies you can invent.
- Eine Wahrheit, die mit böser Absicht erzählt wird, schlägt alle Lügen, die man erfinden kann.