Tom kir ve pislikle kaplı.
- Tom is covered in dirt and grime.
Tom pislikte oynamayı sever.
- Tom likes to play in the dirt.
Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
- The suitcase contained nothing but dirty clothes.
Sabun kiri çıkarmaya yardım eder.
- Soap helps remove the dirt.
Ebeveynleri çok fakirdi ve oğullarını üniversiteye göndermeyi göze alamadılar.
- His parents were dirt-poor and could not afford to send their son to college.
Park caddesi toprak bir yoldu.
- Park Street used to be a dirt road.
Çocuklar çamurda oynuyordu.
- The children were playing in the dirt.
All the people on earth are brothers.
- Alle Menschen auf der Erde sind Brüder.
I am the happiest person on Earth!
- Ich bin der glücklichste Mensch auf der Erde!