Bu iyi bir öğrenme ortamıdır.
- This is a good learning environment.
Kırsal ortamlar benim için çok sessiz.
- Rural environments are too quiet for me.
O, çevreyi koruma hakkında taktire şayan bir konuşma yaptı.
- He made an admirable speech about protecting the environment.
O, çevreden sorumlu bakandır.
- He is the minister responsible for the environment.
Çevresel olarak zarar verici projeler sistematik olarak terk edilmelidir.
- Environmentally damaging projects should be abandoned systematically.
Biz çevresel sorunlarına daha fazla dikkat etmeliyiz.
- We should pay more attention to environmental problems.
Tom Batılı yaşam tarzı ile ilgili çevresel etkileri anlamıyor.
- Tom doesn't understand the environmental impacts associated with a Western lifestyle.
Bu ev çevre dostudur.
- This house is environmentally friendly.
That program uses the Microsoft Windows environment.
The environment division is the link between the COBOL program and the computer and input-output devices the program uses.
... environment. ...
... environment, which we know is not purely safe, not ...