Mary kararlı bir biçimde Evet diye yanıtladı.
- Yes, replied Mary decisively.
Tom kararlı bir biçimde Hayır diye yanıtladı.
- No, replied Tom decisively.
Odadaki atmosfer kesinlikle soğuktu.
- The atmosphere in the room was decidedly frosty.
O zaman ben de Muhafazakarım dedi Anne kararlı bir şekilde.
- Then I'm Conservative too, said Anne decidedly.
Biz nerede olursa olsun bize yöneltilen teröre hızlı ve kararlı bir şekilde cevap yeteneğine sahip olacağız.
- We shall have the ability to respond rapidly and decisively to terrorism directed against us wherever it occurs.
Tom kararlı bir biçimde Hayır diye yanıtladı.
- No, replied Tom decisively.