Bugün çok çekici görünüyorsun.
- You look very charming today.
O, kendini yeterince çekici olarak düşündü.
- He thought of himself as being charming enough.
Ben gelecek yıl giriş sınavına katılmalıyım.
- I must sit for the entrance examination next year.
Girişte bir araba durdu.
- A car stopped at the entrance.
Ne cazibeli bir çift!
- What a charming couple!
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
Komşumuz kendini büyüleyici bir at satın aldı.
- Our neighbour bought himself a charming horse.
Tom büyüleyici ve dayanılmaz.
- Tom is charming and irresistible.
Çocukların çok sevimli!
- Your children are so charming!
Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- My brother gave me a charming baby doll.
Giriş kapısı kilitli olduğu için biz eve giremedik.
- Because the entrance was locked, we couldn't enter the house.
Komşumuz kendini büyüleyici bir at satın aldı.
- Our neighbour bought himself a charming horse.
O büyüleyici bir kadındır.
- She is a charming woman.
Japonya'da öğrencilerin üniversitelere girmek için zor sınavlara girmeleri gerektiği tüm dünyada bilinmektedir.
- It is known all over the world that, in Japan, students have to take difficult entrance examinations to enter universities.
Bugün giriş sınavına girmek zorundayım.
- I have to take the entrance examination today.
Ben sadece onun yüzünün güzelliği tarafından büyülendim.
- I was simply entranced by the beauty of her face.
Tom Mary'nin şarkı söylemesinden büyülendi.
- Tom was entranced by Mary's singing.
Place your bag by the entrance so that you can find it easily.