Bütünüyle abartmıyorum.
- I'm totally not exaggerating.
O bütünüyle adil değil.
- That's totally unfair.
O tamamen kesin değildir.
- It isn't totally exact.
Siz acayip kılıklı herifler tamamen cahilsiniz.
- You guys are totally clueless.
The car was totally destroyed in the crash.