enthusiastic; passionate; longing eagerly; eager; greedy

listen to the pronunciation of enthusiastic; passionate; longing eagerly; eager; greedy
English - Turkish

Definition of enthusiastic; passionate; longing eagerly; eager; greedy in English Turkish dictionary

avid
{s} hırslı

O hırslı bir okuyucu. - She is an avid reader.

Tom hırslı bir tenis oyuncusu. - Tom is an avid tennis player.

avid
istekli
avid
hevesli

Tom tarihin hevesli bir okuyucusudur. - Tom is an avid reader of history.

O, hevesli bir sanat koleksiyoncusu. - She's an avid art collector.

avid
coşkun
avid
gayretli
avid
arzulu

O, arzulu bir sanat koleksiyoncusudur. - He's an avid art collector.

Kütüphaneler arzulu okuyucular için gerçek hazinelerdir. - Libraries are real treasures for avid readers.

avid
{s} doyumsuz
avid
{s} doymayan
avid
avidity istek
avid
hırs

Tom hırslı bir tenis oyuncusu. - Tom is an avid tennis player.

Tom hırslı bir okuyucu. - Tom is an avid reader.

avid
haris olmak
avid
{s} açgözlü
avid
arzu

Kütüphaneler arzulu okuyucular için gerçek hazinelerdir. - Libraries are real treasures for avid readers.

O, arzulu bir sanat koleksiyoncusudur. - He's an avid art collector.

English - English
avid

We waited for something to happen, for anything to happen, we were avid for some event to unfold itself out of the burning nothing to save us.

enthusiastic; passionate; longing eagerly; eager; greedy
Favorites