Küçük çocuklar taşınmaktan hoşlanırlar.
- Small children like to be carried.
Kutu bir Mezepotamya heykeli içermektedir.
- The box contains a Mesopotamian statue.
Bu sözlük pek çok bilgi içermektedir.
- This dictionary contains a lot of information.
Ama onsuz devam ettik.
- But we carried on without him.
Yüksek gürültüye rağmen konuşmaya devam etti.
- She carried on talking in spite of the loud noise.
Doctors are trying to contain disease.
Ben üç kitap taşıdım.
- I carried three books.
O, o alışkanlığı mezarına kadar taşıdı.
- She carried that habit to her grave.
Oranges contain a lot of vitamin C.
- Orangen enthalten viel Vitamin C.
In a closed system the sum of the contained energies remains constant.
- In einem geschlossenen System bleibt die Summe aller darin enthaltenen Energien immer gleich.