enflasyoncu

listen to the pronunciation of enflasyoncu
Turkish - English
inflationary
associated with or tending to cause increases in inflation; "inflationary prices"
Inflationary means connected with inflation or causing inflation. The bank is worried about mounting inflationary pressures. relating to or causing price increases
Causing or liable to cause inflation
{s} causing inflation, causing a sudden and extreme rise in prices
associated with or tending to cause increases in inflation; "inflationary prices
enflasyon
inflation

Four percent inflation is forecast for this year. - Bu yıl için %4 enflasyon tahmin ediliyor.

Last year's growth of income was 5% after inflation. - Enflasyondan sonra geçen yılın gelir artışı % 5 idi.

enflasyon
{s} inflationary

When a currency depreciates, that has an inflationary effect on the economy of the country of the currency. - Bir para birimi değer kaybettiği zaman, bu para ülke ekonomisi üzerinde enflasyonist bir etkiye sahiptir.

enflasyon
inflate
enflasyon
econ. inflation
Turkish - Turkish

Definition of enflasyoncu in Turkish Turkish dictionary

ENFLASYON
(Osmanlı Dönemi) Fr. Piyasaya gerektiğinden fazla kâğıt para çıkartmaktan dolayı paranın değeri düşüp fiyatların yükselmesi
Enflasyon
şişkinlik
enflasyon
Para şişkinliği
enflasyon
Gereğinden fazla artış, şişkinlik: "Hasılı orada da bizdeki gibi bir armağan enflasyonu var."- H. Taner
enflasyon
Pahalılık: "Esnaf, enflasyonun acısını fiyatları insafsızca artırarak çıkarıyor."- H. Taner
enflasyoncu
Favorites