enerji̇

listen to the pronunciation of enerji̇
Turkish - English

Definition of enerji̇ in Turkish English dictionary

enerji
energy

There will be an energy crisis in the near future. - Yakın gelecekte bir enerji krizi olacak.

A great deal of energy is locked up in the nucleus. - Çekirdekte büyük bir enerji hapsedilmiştir.

enerji
power

Disconnect the power cable from the modem, wait for approximately one minute, then reconnect the cable. - Enerji kablosunu modemden ayır, yaklaşık bir dakika bekle, sonra kabloyu tekrar bağla.

Nuclear power is used to generate electricity. - Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.

enerji
(Denizbilim) enegy
enerji
juice
enerji
sap

That last round of chemo really sapped his energy. - Bu son kemoterapi turu gerçekten onun enerjisini çökertti.

enerji
vitality
enerji
go
enerji
get-up-and-go
enerji
guts
enerji
vinegar
enerji
vim
enerji
vigor

He said he had lost his vigor at forty. - O, kırk yaşındayken enerjisini kaybetmiş olduğunu söyledi.

My grandmother is still vigorous at 82 years old. - Büyük annem 82 yaşında hâlâ enerjik.

enerji
pith
enerji
snap
enerji
pep
enerji
energy, drive, go, pep
enerji
drive
enerji
kick

Tom kick-started his motorcycle. - Tom motorsikletine enerji vermeye başladı.

enerji
steam
enerji
verve
enerji
vigour [Brit.]
enerji aktarımı yapan sistem
transducer
enerji sarfetmek
energize
enerji vermek
energize
enerji akısı
(Askeri) radiant energy
enerji akısı
(Askeri) energy flux
enerji bölümü
doe -the department of energy
enerji bölümü
(Otomotiv) the department of energy
enerji dağıtım
energy distribution
enerji depolama
energy storage
enerji eldesi
(Bilgisayar,Teknik) energy output
enerji ihtiyacı
energy need
enerji kaybı
dissipation
enerji kaynağı
source of energy
enerji koridoru
energy corridor
enerji koruma
energy conservation
enerji maliyeti
energy cost
enerji miktarı
energy amount
enerji santrali
powerplant
enerji sezimi
square law detection
enerji verici
energizing
enerji verici
energizer
enerji verimi
(Bilgisayar,Teknik) energy efficiency
enerji yitimi
(Bilgisayar,Fizik) dissipation of energy
enerji üretimi
energy generation
enerji bakanlığı
Ministry of Energy
enerji santrali
(Elektrik, Elektronik) Power plant
enerji tasarrufu
Energy saving
en az enerji ilkesi
least energy principle
enerji aktarımı
energy transfer
enerji aralığı
energy gap
enerji aralığı
(Kimya) energy-gap
enerji bandı
(Bilgisayar,Teknik) energy band
enerji bariyeri
(Çevre) energy partition
enerji bilimi
energetics
enerji birikimi
accumulation of energy
enerji birimi
energy unit
enerji birimi
erg
enerji dağılımı
energy distribution
enerji dağılımı
(Askeri) energy spectrum
enerji denkliği
energy balance
enerji dolu
full of vim
enerji durumu
energy state
enerji dönüşümü
transformation of energy
enerji dönüşümü
energy conversion
enerji düzeyi
energy level
enerji emilmesi
(Çevre) energy absorption
enerji endeksi
energy index
enerji faktörü
energy factor
enerji fonu
(Ticaret) energy fund
enerji gelişimi
energy development
enerji hattı
energy line
enerji hattı
(Hukuk) energy network
enerji hızı
(Fizik) velocity of energy
enerji içeceği
pick-me-up
enerji kablosu
energy line
enerji kablosu
energy cable
enerji kaybı
energy loss
enerji kaynağı
power supply
enerji kesintisi
power cut
enerji kesintisi
power failure
enerji kinci
energy dissipater
enerji kuruluşları
(Hukuk) energy utilities
enerji müktesebatı
(Hukuk) energy acquis
enerji nakli
energy transport
enerji nicemi
(Bilgisayar,Teknik) energy quantum
enerji oranı
(Havacılık) energy ratio
enerji panosu
power board
enerji pazarı
power market
enerji planlama
energy planning
enerji salınımı
(Çevre) energy yield
enerji santralı
power station
enerji sarfı
wastage of energy
enerji sağlama
energising
enerji sıkıntısı
(Hukuk) energy shortage
enerji tasarrufu
power economy
enerji tayfı
(Askeri) energy spectrum
enerji tayfı
(Askeri) power spectrum
enerji tüketimi
consumption of energy
enerji veren
lower energy
enerji vergisi
(Ticaret) energy tax
enerji verilmiş
energized
enerji verimi
power output
enerji vermek
to energize
enerji yeterliliği
(Hukuk) energy efficiency
enerji yitimi
dissipation
enerji yoğunluğu
energy density
enerji yöneticisi
(Hukuk) energy manager
enerji çizgisi
energy gradeline
enerji ünitesi
energy unit
enerji üreten
(Fizyoloji) energy-producing
enerji ürünleri
power service products
enerji şebekesi
energy grid
Enerji
(Tıp) intensity
alternatif enerji
alternative energy
alternatif enerji kaynağı
alternative energy source
dual-enerji
(Tıp) dual-energy
elektriksel enerji
electrical energy
enerji
impetus
kimyasal enerji
(Otomotiv) bond energy
kinetik enerji
(Fizik) kinetic energ
sismik enerji
(Coğrafya) seismic energy
temiz enerji
clean energy
termik enerji üretimi
thermal power generation
toplam enerji
total energy
yenilenebilir enerji
regenerative energy
yenilenebilir enerji
renewables
yüklemek (enerji)
charge
enerji
zip
enerji
push
az enerji kullanan
using low energy
enerji
energising
jeotermik enerji
Geothermic power, geothermic energy
kinetik enerji
Kinetic energy
yenilenebilir enerji
(Çevre) Renewable energy
Savunma Bakanlığı Enerji Destek Merkezi
(Askeri) Defense Energy Support Center
Savunma Bakanı Yardımcısı (Atomik Enerji)
(Askeri) (AE) Assistant to the Secretary of Defense (Atomic Energy)
Uluslar arası Enerji Ajansı
(Hukuk) International Energy Agency
aktif enerji
active energy
artık enerji
waste energy
atom enerji santrali
atomic power plant
atom enerji santralı
atomic power station
bernoulli enerji denklemi
bernoulli energy equation
devimsel enerji
vis viva
elektriksel potansiyel enerji
(Fizik) electric potential energy
elektro kinetik enerji
electrokinetic energy
elektrostatik enerji
electrostatic energy
enerji
sinew
enerji
oomph
enerji
zap
enerji
energize

I feel more energized. - Daha enerjik hissediyorum.

enerji
{i} vigour

For a man of seventy, he still has surprising vigour. - Yetmiş yaşındaki bir adam için o hala şaşırtıcı bir enerjiye sahip.

esnek enerji
elastic energy
gel-git enerji üretim sistemi
(Askeri) tidal power generation system
gel-git enerji üretimi
(Askeri) tidal power generation
hasar tahmini; geciktirme eşitleyicisi; yönlendirilmiş enerji
(Askeri) damage expectancy; delay equalizer; directed energy
hidroelektrik enerji
hydro-electric power
iç enerji
internal energy, intrinsic energy
iç enerji piyasası
(Hukuk) internal energy market
jeotermal enerji
geothermal energy
kapiler enerji
capillary energy
kesintisiz enerji
uninterruptible energy
kesintisiz enerji
continuous energy
kimyasal enerji
chemical energy
kritik enerji
critical energy
kullanılmaz enerji miktarı
entropy
lineer enerji transfer
(Tıp) linear energy transfer
lineer enerji transferi
(Biyoloji) linear energy transfer
manyetik enerji
magnetic energy
mekanik enerji
mechanical energy
mevcut enerji
available energy
nihai kümilatif enerji
(Çevre) ultimate cumulative energy
nükleer enerji
nuclear energy

Germany decided to not use any more nuclear energy. - Almanya artık nükleer enerji kullanmamaya karar verdi.

Tom has devoted his life to the movement against nuclear energy. - Tom nükleer enerjiye karşı hareket için hayatını adadı.

potansiyel enerji
potential energy
sekonder enerji
secondary energy
serbest enerji
free energy
statik enerji
static energy
termik enerji
thermal energy
termik enerji santrali
(Askeri) thermal power plant
yedek enerji
auxiliary energy
yenilenebilir enerji kaynağı
(Politika, Siyaset) renewable energy resource
yönlendirilmiş enerji harbi
(Askeri) directed-energy warfare
özgül enerji
specific energy
ısıl enerji
caloric energy
ısıl enerji
thermal energy
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Fr. Kuvvet. Güç. Fiziki kuvvet
(Osmanlı Dönemi) Gücünü harcama isteği ve iktidarı
enerji
Manevi güç: "Size yaşamak enerjisini verecek kitaplar tavsiye ederim."- P. Safa
enerji
Maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan güç, erke
enerji
Organizmanın etkin gücü
enerji
Manevî güç
enerji
Organların çalışabilmesi ve vücut ısısının sürdürülebilmesini sağlayan besin ögelerinin oluşturduğu güç
kinetik enerji
Hareket durumunda olan cismin enerjisi; bir cismin hareketini sağlayan veya hareket eden cisimlerde bulunan enerji
mekanik enerji
Mekanik enerji, faydalı iş yapabilen hareket enerjisidir. Hareket enerjisi (kinetik enerji) bir iş yaptığında mekanik enerji olarak ortaya çıkmaktadır. Elektrik santrallerinde türbine çarpan suyun mekanik enerjiye dönüştüğü gibi pense ile kablo keserken, tornavida ile vida sıkarken vb. durumlarda da mekanik enerji üretilmiş olmaktadır. Elde edilen mekanik enerji ile her hangi bir iş yapılabileceği gibi elektrik enerjisi de üretilebilmektedir
Enerji
erke
jeotermal enerji
Yer altından çıkan sıcak su veya sıcak su buharından elde edilen enerji
nükleer enerji
Atom çekirdeğinin parçalanmasından doğan enerji
serbest enerji
Kullanımı belli kurallara bağlı olmayan enerji
English - Turkish

Definition of enerji̇ in English Turkish dictionary

Enerji Etüdü
Energy Audit
enerji taşıyıcı
(Enerji Üretimi) Energy carrier

A better energy carrier than hydrogen.

mekanik enerji
Mechanical enerji
enerji̇
Favorites