Bu giysiler nihayet kuru.
- These clothes are finally dry.
Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.
- After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain.
İlerlememize engel olan şeyler eninde sonunda kaldırıldı.
- The obstacles to our progress have been removed at last.
O gerçekleri ayrıntılı olarak açıkladı.
- He explained the facts at length.
Biz konuyu enine boyuna tartıştık.
- We discussed the topic at length.
Tom ve ben bu konu hakkında enine boyuna konuştuk.
- Tom and me talked at length about this subject.
Sonunda,gerçeği öğrendik.
- At last, the truth became known to us.
Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
- At last, they began to count down cautiously.
Sonunda evini buldum.
- At length, I found his house.
Sonunda ağlamaya başladı.
- At length, he began to cry.
O gerçekleri ayrıntılı olarak açıkladı.
- He explained the facts at length.
Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
- At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
Nihayet, Mario prensesin sevgisini kazanmayı başardı.
- At last, Mario managed to win the princess's love.
Nihayet, çalışmayı sona erdirdiler.
- At last, they ceased working.
O, neye karar verildiğini uzun uzadıya açıkladı.
- He explained at length what had been decided.
Sorunu uzun uzadıya tartıştık.
- We discussed the problem at length.
Finally I finished my task.
- Endlich habe ich meine Aufgabe erledigt.
I have finally finished my homework; now I can go to bed.
- Ich habe meine Hausaufgaben endlich fertig gemacht; jetzt kann ich ins Bett gehen.
At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
- Endlich beschlossen die Häuptlinge der beiden Indianerstämme, das Kriegsbeil zu begraben und die Friedenspfeife zu rauchen.