Tom o ormanda doğaüstü yaratıklarla karşılaştığını iddia ediyor.
- Tom claims to have encountered supernatural creatures in that wood.
Yeni bir sorunla karşılaşmadık.
- We haven't encountered any new problems.
En çok hangi tür hayvanlarla karşılaşmaktan korkarsınız?
- What kind of animals are you most afraid to encounter?
Bu bizim ilk karşılaşmamızdı.
- That was our first encounter.
Giotto 10 Temmuz, 1992'de Kuyruklu yıldız Grigg-Skjellerup'la yakın bir karşılaşma yaptı.
- Giotto made a close encounter with Comet Grigg-Skjellerup on July 10, 1992.
Yeni bir dil öğrenirken ben her zaman zaten bildiğim dillerde benzerliklere rastlıyorum.
- When I learn a new language, I always encounter similarities with the languages I already know.
Sigorta bize içinde yaşadığımız dünyanın tamamen güvenli olmadığını hatırlatıyor; biz hastalanabiliriz ya da beklenmedik şeylerle karşılaşabiliriz.
- Insurance makes us remember that the world we live in isn't completely safe; we might fall ill, face danger or encounter the unexpected.
Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.
- My impression of this government is that they need a more forceful economic policy, otherwise they'll encounter large problems in the future.
Their encounter was a matter of chance.