encircled, inclosed

listen to the pronunciation of encircled, inclosed
English - Turkish

Definition of encircled, inclosed in English Turkish dictionary

surrounded
sarılmak
surrounded
çevrilmiş

Tom polis memurları tarafından çevrilmiş mahkeme salonuna yürüdü. - Tom walked into the courtroom, surrounded by police officers.

Yaşlı adam çocukları tarafından çevrilmiş vaziyette oturdu. - The old man sat surrounded by the children.

surrounded
çevrelenmek
surrounded
{f} çevir

Polisler binayı çevirdi. - The police have surrounded the building.

Aslanlar Tom'u her tarafından çevirdi. - Lions surrounded Tom on all sides.

surrounded
(Nükleer Bilimler) kuşatılmış

Sabaha kadar düşman ordusunun kampı kuşatılmıştı. - Until the morning, the camp of the enemy army was surrounded.

Ev zombiler tarafından kuşatılmıştır. - The house is surrounded by zombies.

surrounded
(sıfat) çevrili
surrounded
{s} çevrili

Biz ağaçlarla çevrili bir otelde kaldık. - We stayed at a hotel surrounded by trees.

Yaşlı bir adam etrafı torunlarıyla çevrili olarak oturdu. - An old man sat surrounded by his grandchildren.

English - English
{s} surrounded