Tom finally agreed to let Mary in on the secret.
- Tom en sonunda Meryem'e sırrı vermeyi kabul etti.
Tom and Mary were finally alone.
- Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı.
The snow-flakes seemed larger and larger, at last they looked like great white fowls.
- Kar taneleri, en sonunda büyük beyaz kuşlara benzeyene kadar büyüdü de büyüdü.
At last, he realized his error.
- En sonunda hatasını anladı.
The police eventually arrested Tom.
- Polis en sonunda Tom'u yakaladı.
Fadil eventually converted to Islam.
- Fadıl en sonunda İslam'a geçti.