His motorcycle is the latest model.
- Onun motosikleti en son model.
I found his latest novel interesting.
- Onun en son romanını ilginç buldum.
At last, he realized his error.
- En sonunda hatasını anladı.
The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
- Aktivistler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
What's his most recent novel?
- Onun en son romanı nedir?
This is the most recent picture of Tom I could find.
- Bu, Tom'un bulabildiğim en son resmi.
She follows all the latest trends in fashion.
- O modadaki bütün en son trendleri izler.
His motorcycle is the latest model.
- Onun motosikleti en son model.
This is the very last thing I can do for you.
- Bu senin için yapabileceğim en son şeydir.
I finally found my way out of the confusing maze.
- En sonunda kafa karıştıran labirentten dışarı çıkabildim.
Tom and Mary were finally alone.
- Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı.