en az

listen to the pronunciation of en az
Turkish - English
at least

She wrote to her parents at least once a week. - O, en azından haftada bir kez anne ve babasına yazdı.

Brush your teeth twice a day at least. - Dişlerini günde en az iki kez fırçala.

least

It will take her at least two years to be qualified for that post. - Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.

This pencil cost me at least a hundred bucks. - Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.

at the least
min

Tom calls Mary every night and talks with her for at least 45 minutes. - Tom her gece Mary'yi arar ve onunla en az 45 dakika konuşur.

Chestnuts have to be boiled for at least fifteen minutes. - Kestaneler en azından on beş dakika kaynamalı.

(Bilgisayar) more than
fewest
(Bilgisayar) min length
merest
(deyim) rock bottom
a good

Movers don't like people who read books. But at least they have a good reason. - Nakliyeciler kitap okuyan insanlardan hoşlanmazlar. Ama en azından iyi bir nedenleri var.

At least somebody is having a good time. - En azından biri iyi vakit geçiriyor.

leastways
minimal
fully
at a mere
at least to
for at least
minimum

Tom only does the bare minimum. - Tom sadece en azını yapar.

The job will take a minimum of ten days. - İş en az on gün alır.

a) minimal, least b) at least, fully
enaz
marginal
enaz
infimum
Turkish - Turkish
edna
ekal
(Hukuk) LAAKAL
en az
Favorites