empty, free, disengaged, idle

listen to the pronunciation of empty, free, disengaged, idle
English - Turkish

Definition of empty, free, disengaged, idle in English Turkish dictionary

vacant
{s} açık (iş)
vacant
(Tıp) vakant
vacant
müsait
vacant
boş (bakış)
vacant
(ev/konakçı/vb.) boş
vacant
boş

İki koltuk boş kaldı. - Two seats remained vacant.

Odalar, ayrılış gününde saat on bire kadar boş bırakılmalıydı. - Rooms should be left vacant by eleven a.m. on the day of departure.

vacant
(iş) boş
vacant
münhal
vacant
{s} dalgın
vacant
boş boş
vacant
{s} akılsız
vacant
{s} (sıfat) boş: a vacant apartment : boş bir daire
vacant
{s} ifadesiz
vacant
vacantly : ifadesizce
vacant
{s} açık
vacant
{s} sahipsiz
vacant
{s} terkedilmiş
vacant
{s} varissiz
vacant
(sıfat) boş, açık, terkedilmiş, sahipsiz, varissiz, dalgın, ifadesiz, bön, akılsız
English - English
{a} vacant
empty, free, disengaged, idle
Favorites