İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.
- Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
Diğer işverenlerden herhangi bir referansın var mı?
- Have you any references from your other employers?
Kovulma korkusundan kimse işvereni ile çelişmeye cüret edemez.
- No one dares to contradict his employer for fear of being fired.
Mary, onun ücretini yükseltmeseydi onun işverenin tüm sırlarını açığa vuracağını söyledi.
- Mary said that she would reveal all of her employer's secrets if he did not raise her wage.
Şirket yirmi kişiyi işe almak istiyor.
- The company want to employ twenty people.
Şirket 20 kişiyi işe almak istiyor.
- The company wants to employ 20 people.
Küçük bir şirket 50 kişi çalıştırmaktadır.
- A small company employs 50 people.
Bu hanımefendi kaç hizmetçi çalıştırmak istiyor?
- How many maids does that lady want to employ?
Şirket tam gün çalışan 22 personele iş vermektedir.
- The company employs 22 full-time staff.
Patronlar bazen işçilerini istismar ederler.
- Employers sometimes exploit their workers.
Biz bir konferansta eski patronumuzu gördük.
- We saw our former employer at a conference.
İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.
- Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
Mary, onun ücretini yükseltmeseydi onun işverenin tüm sırlarını açığa vuracağını söyledi.
- Mary said that she would reveal all of her employer's secrets if he did not raise her wage.
Şirket tam gün çalışan 22 personele iş vermektedir.
- The company employs 22 full-time staff.
O, bir bankada görevlidir.
- He is employed in a bank.
Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti.
- While employed at the bank, he taught economics at college.
Lastik fabrikası 250 kişi istihdam etmektedir.
- The tire factory employs 250 people.
John 200 işçi istihdam etmektedir.
- John employs 200 workers.
Japon şirketleri genellikle çalışanlarına üniforma sağlar.
- Japanese companies generally provide their employees with uniforms.
Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
- The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees.
How do you employ your spare time?.
... train americans with the skills employers need ...
... they think will allow them to make more money for their employers often results in making ...