employee earnings

listen to the pronunciation of employee earnings
English - Turkish
Bir kazanç
wages
(Ticaret) maaş

Maaşını hemen ödedim. - I paid his wages on the spot.

O genç adam, maaşındaki bir artışı hak ediyor. - That young man deserves a raise in his wages.

wages
{i} yevmiye
wages
{i} haftalık

O bana bir haftalık ücreti avans verdi. - He advanced me a week's wages.

Patron bir haftalık ücretimi yükseltti. - The boss advanced me a week's wages.

wages
gündelik
wages
{i} karşılık
wages
{i} işgücü maliyeti
wages
{i} bedel

Günahın bedeli ölümdür. - The wages of sin are death.

Günahın bedeli ölümdür. - The wages of sin is death.

wages
{i} ücret: daily wages yevmiye, gündelik. weekly wages haftalık, haftalık ücret
wages
{i} ücret

Sendikanın liderleri, daha yüksek ücret için ortalığı karıştırıyorlardı. - The leaders of the Union agitated for higher wages.

Polisler daha yüksek ücretler talep ettiler. - The policemen demanded higher wages.

English - English
wages
employee earnings

    Hyphenation

    em·ploy·ee earn·ings

    Turkish pronunciation

    employi ırnîngz

    Pronunciation

    /emˈploiē ˈərnəɴɢz/ /ɛmˈplɔɪiː ˈɜrnɪŋz/
Favorites