Öğretmen genellikle öğrencilerin cesarete sahip olmalarının gerekli olduğunu vurgulamaktadır.
- The teacher often emphasizes that students should have courage.
Bunu vurgulamak istiyorum.
- I would like to emphasize this.
Avustralya kelimesinde vurgu nerededir?
- Where is the emphasis in the word Australia?
Biz samimi olmanın önemini vurgularız.
- We lay emphasis on the importance of being sincere.
O, egzersizin önemi üzerine vurgu yaptı.
- He put emphasis on the importance of the exercise.
O, eğitimin önemini vurguladı.
- He placed emphasis on the importance of education.
O, eğitimin önemini vurguladı.
- He emphasized the importance of education.
O, eğitimin önemini vurguladı.
- She emphasized the importance of education.
O gerçeği vurgulamalısın.
- You should emphasize that fact.
O, eğitimin önemini vurguladı.
- She emphasized the importance of education.
He paused for emphasis before saying who had won.
His two-fingered gesture emphasized what he had told his boss to do with his job.