Kalp çarpıntısıyla, o kapıyı açtı
- With her heart pounding, she opened the door.
Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
- My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
Ona yürekten teşekkür ettim.
- I thanked him from the bottom of my heart.
O, yürek parçalayan bir hikaye idi.
- It was a heartbreaking story.
Ben seni gönülden destekliyorum.
- I heartily support you.
Gözden ırak olan, gönülden ırak olur.
- Far from eye far from heart.
Cesaretini kaybetme, Tom.
- Don't lose heart, Tom.
Şimdi cesaretini kaybetme.
- Don't lose heart now.
Benim kötü bir kalbim var. Koroner arter hastalığı.
- I've got a bad heart: coronary artery disease.
Korku kalbime süzüldü ve orada yerleşti.
- Fear crept into my heart and settled there.
Çok üzgündü ve kendini astı.
- He was heartbroken and hanged himself.
Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı.
- Many letters of encouragement refreshed my sad heart.
I heart you (I love you).
Kalbini aç; güzel aşk cümleleri yaz!
- Open your heart; write beautiful love sentences!
Ama aşk kalbinizi kırabilir.
- But love can break your heart.
We provided a lot of brains and a lot of heart to the response when it was needed, says Sandra Sanchez, director of AFSC's Immigrants' Voice Program in Des Moines.