Tom bana Mary'nin duygusal yönden kararsız olduğunu söyledi.
- Tom told me Mary was emotionally unstable.
Duygusal yönden perişan insanlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.
- I don't know how to talk to emotionally distraught people.
Tom duygusal olarak Mary'ye şantaj yapıyor.
- Tom is emotionally blackmailing Mary.
Duygusal yönden perişan insanlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.
- I don't know how to talk to emotionally distraught people.
Boşanma adamda duygusal yaralar bıraktı.
- The divorce left the man with emotional wounds.
Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.
- Cats show emotional habits parallel to those of their owners.
Ben çok hassas ve duygusal bir insanım.
- I'm a very sensitive and emotional person.
Bizden daha duygulular.
- They are more emotional than we.
emotional greeting.
emotional crisis.
... you you decided to do emotionally a some moments before ...