Çocuk parlayan gözlerle konuştu.
- The child talked with his eyes shining.
O mavi-beyaz parlayan yıldız Sirius'tur.
- That blue-white shining star is Sirius.
Işıldayan gözleriyle beni dinliyordu.
- He was listening to me with his eyes shining.
Tom parlak zırhlı bir şövalye gibi beni kurtarmaya geldi.
- Tom came to my rescue, like a knight in shining armor.
Ay parlak parlıyordu.
- The moon was shining bright.
Biz gökyüzünde parlayan ilk yıldızı gördük.
- We saw the first star shining in the sky.
Bu gece ay parlak bir şekilde parlıyor.
- The moon is shining brightly tonight.
Güneş ışıl ışıl parlıyor.
- The sun is shining brightly.
Güneş ışıl ışıl parlıyordu.
- The sun was shining brightly.