English - Turkish
Definition of eminent; distinguished above others; as, a prominent character in English Turkish dictionary
- prominent
- öne çıkan
- prominent
- çıkıntılı
- prominent
- {s} göze çarpan
- prominent
- göze çarpan şey
- prominent
- {s} belirgin
Serpent Bearer yayılmış fakat çok belirgin olmayan bir takımyıldızı.
-The Serpent Bearer is an outspread but not very prominent constellation.
- prominent
- (Politika, Siyaset) tanınmış
Tanınmış şair çalışma odasında intihar etmeye kalkıştı.
-The prominent poet attempted to commit suicide in his study.
Tanınmış psikolog görünüşte amcama benziyor.
-The prominent psychologist resembles my uncle in appearance.
- prominent
- {s} çıkık
- prominent
- önde gelen (kimse)
- prominent
- önemli
O, firmada önemli bir konumu işgal eder.
-He occupies a prominent position in the firm.
Kule tepede önemli bir yer işgal etti.
-The tower occupied a prominent spot on the ridge.
- prominent
- (sıfat) çıkık, fırlak, göze çarpan, belirgin, belli, önde gelen, seçkin, ünlü, önemli
- prominent
- {s} ünlü
- prominent
- prominentlygöze çarpacak surette
- prominent
- mühim
- prominent
- güneş üzerindeki ateş parçalarından biri
- prominent
- tümsek
- prominent
- ehemmiyetle
- prominent
- prominenceşöhret
Related Terms
English - English
Definition of eminent; distinguished above others; as, a prominent character in English English dictionary
- prominent
eminent; distinguished above others; as, a prominent character
Hyphenation
eminent; dis·tin·guished a·bove others; as, a pro·mi·nent char·ac·terPronunciation
Resimler
Favorites