You should make sure of it before you go.
- Gitmeden önce ondan emin olmalısınız.
One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.
- Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer.
We'll make sure of it.
- Bundan emin olacağız.
You should make sure of the fact without hesitation.
- Tereddüt etmeden gerçekten emin olmalısın.
Be sure to put out the light before you go out.
- Dışarı çıkmadan önce ışığı söndürdüğünüzden emin olun.
Be sure to turn off the gas before you go out.
- Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun.