I want to be certain you are who you say you are.
- Kim olduğunu söylediğin kişi olduğundan emin olmak istiyorum.
You've got to be certain.
- Emin olmak zorundasın.
I want to be certain you are who you say you are.
- Kim olduğunu söylediğin kişi olduğundan emin olmak istiyorum.
I just want to be certain that it's OK.
- Sadece bunun iyi olduğundan emin olmak istiyorum.
I have to make certain Tom knows where he needs to go.
- Tom'un nereye gitmesi gerektiğini bildiğinden emin olmak zorundayım.
I have to make certain Tom knows what time the concert starts.
- Konserin saat kaçta başladığını Tom'un bildiğinden emin olmak zorundayım.
Tom checked to make sure Mary was still sleeping.
- Tom Mary'nin hâlâ uyuduğundan emin olmak için kontrol etti.
Tom checked to make sure the gas was turned off.
- Tom gazın kapalı olduğundan emin olmak için kontrol etti.
I'd like to make sure of the time.
- Ben zamandan emin olmak istiyorum.
I want to be sure Tom knows what he's supposed to do.
- Tom'un ne yapması gerektiğini bildiğinden emin olmak istiyorum.
I want to be sure that you're doing this because you want to.
- Bunu yapmak istediğin için yaptığından emin olmak istiyorum.
Tom checked to make sure Mary was still sleeping.
- Tom Mary'nin hâlâ uyuduğundan emin olmak için kontrol etti.
I'd like to make sure of the time.
- Ben zamandan emin olmak istiyorum.
I want to be sure that you're doing this because you want to.
- Bunu yapmak istediğin için yaptığından emin olmak istiyorum.
I want to be sure Tom knows what he's supposed to do.
- Tom'un ne yapması gerektiğini bildiğinden emin olmak istiyorum.
It's our job to make certain Tom doesn't do that.
- Tom'un onu yapmayacağından emin olmak bizim işimiz.
I have to make certain Tom knows what to do.
- Tom'un ne yapacağını bildiğinden emin olmak zorundayım.
Make sure you turn everything off before you leave.
- Yola çıkmadan önce her şeyi kapattığınızdan emin olun.
Before that, we had better make sure of the fact.
- Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
You should make sure of the fact without hesitation.
- Tereddüt etmeden gerçekten emin olmalısın.
Before that, we had better make sure of the fact.
- Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
Please be sure to let me know your new address soon.
- Kısa sürede yeni adresini bana bildirdiğinden emin ol.
How can you be sure your girlfriend isn't faking her orgasms?
- Kız arkadaşının orgazm takliti yapmadığından nasıl emin olabilirsin?