You should make sure of it before you go.
- Gitmeden önce ondan emin olmalısınız.
I must make sure whether he is at home or not.
- Onun evde olup olmadığından emin olmalıyım.
Before that, we had better make sure of the fact.
- Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
We'll make sure of it.
- Bundan emin olacağız.
Please be sure to let me know your new address soon.
- Kısa sürede yeni adresini bana bildirdiğinden emin ol.
Please be sure to sign and seal the form.
- Formu imzaladığınızdan ve mühürlediğinizden emin olun.