Onların arkasındaki adam piyano çalıyordu.
- El hombre detrás de ellos está tocando el piano.
Onların on iki çocuğu var.
- Ellos tienen doce hijos.
Onlarla ne yapacağınıza siz karar verin.
- Lo que quieras hacer con ellos es asunto tuyo.
Onlarla arkadaş olduk.
- Nos hicimos amigos de ellos.
Onlara güvenmek zorundayız.
- Tenemos que confiar en ellos.
Jackson, onlara güvenemedi.
- Jackson no podía confiar en ellos.
İnsanların dedikoduyu sevmediği tek zaman dedikoduda onlardan bahsedildiği zamandır.
- La única vez que a la gente no le gusta el chisme es cuando el chisme se refiere a ellos.
Tom onlardan biri değil.
- Tom no es uno de ellos.