elizabethan for a pass or a walking step

listen to the pronunciation of elizabethan for a pass or a walking step
English - Turkish

Definition of elizabethan for a pass or a walking step in English Turkish dictionary

pace
{i} (yürürken atılan) adım
pace
yürürken atılan adım
pace
adim atmak
pace
arşınlamak
pace
adımlamak
pace
koşu ya da yürüyüş hızını belirlemek
pace
bir a dımda katedilen mesafe
pace
{i} uygun adım yürüyüş
pace
{f} adımla

Karanlık olmaya başladığında, ben adımlarımı hızlandırdım. - When it started to get dark, I quickened my pace.

pace
set the için pace yarış veya yürüyüşte sürati tayin etmek
pace
put one through his paces bir kimsenin kabiliyetini denemek
pace
{f} düzene sokmak
pace
(Askeri) (GROUND FORCES) YÜRÜYÜŞ HIZI (KARA KUVVETLERİ): Kara Kuvvetlerinde, önceden belirtilmiş ortalama yürüyüş hızını düzenleyen bir kol veya unsurun hızı
pace
{f} hızını ayarlamak
pace
yürüyüş sürati
pace
{f} bir

Ben, özellikle Pekin gibi büyük şehirler ile ilgili olarak Çin'i tek bir cümleyle açıklayabilirim. - Çin, yaşam hızı hem hızlı hem de keyifli bir ülkedir. - I can describe China, especially in relation to big cities like Beijing, in one sentence - China is a country whose pace of life is both fast and leisurely.

Bu hoş bir değişiklik. - This is a nice change of pace.

pace
(fiil) adımlamak, yürümek, volta atmak, düzene sokmak, hızını ayarlamak, rahvan gitmek
pace
{i} hız

Tom işleri kendi hızınızda yapar. - Tom does things at his own pace.

O büyük bir hızla yürüdü. - He walked at a quick pace.

pace
(isim) adım, yürüyüş, uygun adım yürüyüş, hız
pace
hatve
English - English
pace
elizabethan for a pass or a walking step

    Hyphenation

    E·liz·a·be·than for a pass or a walk·ing step

    Turkish pronunciation

    elîzıbithın fôr ı päs ır ı wôkîng step

    Pronunciation

    /ˌeləzəˈbēᴛʜən ˈfôr ə ˈpas ər ə ˈwôkəɴɢ ˈstep/ /ˌɛlɪzəˈbiːθən ˈfɔːr ə ˈpæs ɜr ə ˈwɔːkɪŋ ˈstɛp/
Favorites