elemente

listen to the pronunciation of elemente
German - Turkish
unsurları
elemanlar
Finite Elemente Methode
(Mühendislik) sonlu elemanlar metodu
English - Turkish

Definition of elemente in English Turkish dictionary

items
(Bilgisayar) öğe

Tepside beş öğe var, bunlardan üçü anahtar. - There are five items on the tray, three of which are keys.

Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir. - Strong winds can blow away unsecured items.

units
(Nükleer Bilimler) birimler

Sözcük grupları sözdizimsel birimlerdir. - Phrases are syntactical units.

Isıtma birimleri çalışmıyor. - The heating units aren't working.

elements
başlangıç
items
(Bilgisayar) öğeleri

Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir. - Strong winds can blow away unsecured items.

Öğeleri büyükten küçüğe doğru sıralayın. - Sort the items from large to small.

items
(Bilgisayar) öğeler

Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir. - Strong winds can blow away unsecured items.

İstek listendeki öğelerden biri satlıktır. - One of the items on your wish list is on sale.

units
birler
units
donanım
units
(Matematik) birler basamağı
units
basamağı
elements
ilk adımlar
items
parçalar

Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur. - These items are rather hard to obtain.

Kırılabilir bu parçalar bütün risklere karşı sigortalanmalıdır. - These fragile items must be insured against all risks.

units
üniteler
elements
temel ilkeler
elements
gruplar
elements
hava/başlangıç/öğeler
elements
i., çoğ
elements
the doğa güçleri
items
(Nükleer Bilimler) malzeme kalemleri