eleman

listen to the pronunciation of eleman
Turkish - English
personnel
element

We'll have the element of surprise on our side. - Bizim tarafımızda sürpriz elemanımız olacak.

Self-confidence is the principal element of any great endeavor. - Bir büyük girişimin ana elemanı kendine güvendir.

employee

Do you have any French-speaking employees? - Hiç Fransızca konuşan elemanınız var mı?

Tom is the best employee we've ever had. - Tom şimdiye kadar sahip olduğumuz en iyi eleman.

(Ticaret) staff

Tom spent much of the year working as a staffer on Mary's Senate campaign. - Tom yılın çoğunu Mary'nin Senato kampanyasında bir eleman olarak çalışarak geçirdi.

Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff. - Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.

component
factor
staff member
rmployee
radiator
workman
member
unit
worker

He is an office worker. - O bir büro elemanıdır.

crew
staff member, employee, worker; element, component
component, part
chem. element
(a) member (of a personnel, staff, or corps)
entity
eleman kadrosu
staff
eleman ilanları
(Ticaret) job postings
eleman ilanları
classifieds
eleman ilanı
(Ticaret) classifieds
eleman alımı
staff recruiting
eleman aranıyor
help wanted
eleman açığı
opening
eleman açığı
(Ticaret) job vacancy
eleman frekansı
(Elektrik, Elektronik,Teknik) component frequency
eleman kapağı
cell cover
eleman kutusu
cell case
eleman köprüsü
cell connector
eleman sistem
member system
elemanlar
personnel
etkisiz eleman
neutral
minimal eleman
(Matematik) minimal element
sonlu eleman metodu
finite element method
teknik eleman
craft
elemanlar
elements
yutan eleman
absorbing element

sıfır çarpmaya göre yutan elemandır.

azrak eleman
trace element
birim eleman
unit element
birinci eleman
(Matematik) first element
dikey eleman
vertical member
doğrusal eleman
linear element
eski eleman
old timer
idempotent eleman
(Matematik) idempotent element
kemer eleman
arch element
koruyucu eleman
protecting member
lastik eleman
rubber element
mantıksal eleman
logical element
radyoaktif eleman
radioactive element
simetri eleman
(Kimya) symmetry element
sonlu eleman
finite element
yedek eleman
pinch hitter
yuvarlanan eleman
rolling element
ön eleman
primary element
ısıtıcı eleman
heater element
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) (Lât: Element) Unsur. Bileşik bir şeyi meydana getiren basit şeylerden biri. Bir bütünün parçaları
Bir toplulukta çalışan insanların her biri: "İşimizde örnek ve kusursuz bir eleman olacağız."- H. Taner
Bir toplulukta çalışan insanların her biri
Öge, unsur
Kümeye ait varlıklardan her biri
eleman sayısı
Bir kümedeki varlıkların sayısı
English - Turkish

Definition of eleman in English Turkish dictionary

kadrolu eleman
Regular employee
eleman
Favorites