Streetcars run on electricity.
- Tramvaylar elektrikle çalışırlar.
The automobile runs on electricity.
- Otomobil elektrikle çalışır.
Something is wrong with our electric heater.
- Elektrikli ısıtıcımızla ilgili doğru gitmeyen bir şey var.
Our electric heater does not work well.
- Elektrikli ısıtıcımız iyi çalışmıyor.
Tom is an electrical engineer.
- Tom bir elektrik mühendisidir.
After the iron had cooled off, Mary wrapped the electrical cord around the iron, put the iron back on the shelf, folded up the ironing board, and put it away back in the closet.
- Ütü soğuduktan sonra Mary elektrik kablosunu ütüye sardı, ütüyü tekrar rafa koydu, ütü masasını katladı ve onu yine dolaba kaldırdı.
The storm caused a power outage.
- Fırtına bir elektrik kesintisine neden oldu.
The river furnishes electric power to the town.
- Nehir şehre elektrik enerjisi sağlamaktadır.
Electricity cables are made of copper.
- Elektrik kabloları bakırdan yapılmıştır.
The cable is not electrified.
- Kablo elektrikli değil.