elek

listen to the pronunciation of elek
Turkish - English
sieve

She gave the boy a sieve in which to carry water from the well. - Oğlana kuyudan su taşımak için bir elek verdi.

shadow mask
strainer
mesh
griddle
grizzly
(Gıda) plansifter
sieve, screen, griddle
screen

I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves. - Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.

(Matbaacılık, Basımcılık) wire

The strong wind cut the electric wires in several places. - Kuvvetli rüzgar farklı yerlerde elektrik tellerini kesti.

Wires carry electricity. - Teller elektrik taşır.

transponder
surge
pan

Since I installed solar panels on my house, my energy bill has been cut in half. - Evime güneş panelleri taktığımdan beri elektrik faturam yarı yarıya azaldı.

Solar panels convert sunlight into electricity. - Güneş panelleri güneş ışığını elektriğe dönüştürür.

induction
fine sieve
positive

Negative electrons attract positive electrons. - Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.

A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge. - Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.

shunt
jumper
emit
resistsnce
gate
gilbert
variometer
hunt
battery
mho
twophase
secondary
microvolt
booster
transistor
wiper
uncharged
parallel
petticoat
neutral
negative

Protons have a positive charge, electrons have a negative charge, and neutrons have no charge. - Protonlar pozitif, elektronlar negatif yüke sahiptir ve nötronların yükü yoktur.

The negative electrode is usually made of carbon. - Negatif elektrot genellikle karbondan yapılır.

solenoid
rheostat
break
generator
threephase
induct
syntonize
polyphase
multiple
ohm
tympanum
winding
potential
make

This vacuum cleaner makes a lot of noise. - Bu elektrikli süpürge çok gürültü yapıyor.

In the United States, coal makes 39% of our electricity. - Amerika Birleşik Devletleri'nde, elektriğimizin % 39'unu kömür sağlar.

impedance
brush
switch
undamped
multiplex
hunting
elek analizi
sieve analysis
elek analizi
grain-size analysis by sieving
elek analizi
screen analysis
elek boyutu
(İnşaat) sieve size
elek dağılımı
(İnşaat) sieve fraction
elek sallama cihazı
(İnşaat) sieve shaker
elek seti
(İnşaat) sieve set
elek setleri
(İnşaat) sieve sets
elek testi
(Tıp) sieve test
elek üstü
(Jeoloji) oversize
elek altı agrega
undersize grain
elek aralığı
screen opening
elek artığı
screenings
elek açıklığı
sieve aperture
elek açıklığı
opening of a mesh
elek açıklığı
sieve opening
elek bezi
screen cloth
elek delik çapı
sieve diameter
elek deliği aralığı
opening of a mesh
elek deliği aralığı
screen opening
elek deliği aralığı
sieve opening
elek deliği aralığı
sieve aperture
elek deliği açıklığı
sieve opening
elek deliği açıklığı
sieve aperture
elek deliği açıklığı
opening of a mesh
elek denemesi
sieve test
elek dirseği
sieve bend
elek eğrisi
sieve curve
elek kontrolü
sieve test
elek levhası
screening sheet
elek makinesi
screening machine
elek makinesi
sifter
elek numarası
screen number
elek numarası
sieve number
elek safihası
(Hayvan Bilim, Zooloji) steeve plate
elek sarsıcısı
screen shaker
elek teli
mesh wire
elek teli
screen wire
elek tepsi
(Gıda) perforated sieve tray
elek tertibatı
screening device
elek tesisi
sifting plant
elek tesisi
screening plant
elek yüzü
(Matbaacılık, Basımcılık) sieve side, wire side
elek örgüsü
meshes of a sieve
elek üzerinde kalıntı
residue on sieve
elek ızgarası
screen grid
ekran elek
screen
delikli sac elek
(İnşaat) perforated metal screen
döner elek
rotary screen
düz elek
flat sieve
gelgit hareketli plakalı elek
reciprocating screen
ikinci elek
(Gıda) black wire
ince elek
fine sieve
kare gözlü elek
square-mesh sieve
kesik koni elek
conical screen
konik elek
conical screen
koruyucu elek
protection screen
kıl elek
hair sieve
kırıcı çift katlı elek
crusher double deck screen
sarsıntılı elek
jigging screen, griddle
sulu elek analizi
wet-sieve analysis
tıngır elek tıngır saç, elim hamur karnım aç
(Konuşma Dili) My labors benefit everybody but me
tıngır elek, tıngır tas
(Konuşma Dili) (place) which hardly has a stick of furniture in it
vibrasyonlu elek
vibrating screen
Turkish - Turkish
Kalbur
Taneli veya un gibi toz durumunda olan şeyleri yabancı maddelerden ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak için kullanılan tahta bir kasnak ve tek tarafa gerilmiş, gözenekli tel, kıl, bez vb. ile yapılan araç: "Evden bir elek getirilecek, eleğin kenarına bir sopa konup kaldırılacak."- S. F. Abasıyanık
Kalıp ipeği
elek
Favorites