electrically charged

listen to the pronunciation of electrically charged
English - Turkish
çıngıyla yüklü
hot
{s} sıcak

Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır. - In the summer it's very hot in southern Spain.

Bugün hava çok sıcak. - It is very hot today.

hot
{s} acı

Acı ve baharatlı olmayan bir şey yemek istiyorum. - I want to eat something that's not hot and spicy.

Biraz baharatsız ve acısız Kore yemeği yemek istiyorum. - I want to eat some Korean food that isn't hot and spicy.

hot
ateşli

Biraz ateşli değil misin? - Aren't you a little hot?

Tom Mary'ye onun ateşli olduğunu söyledi. - Tom told Mary that she was hot.

hot
{s} radyoaktif
hot
(Argo) çalıntı mal
hot
(Argo) kaçak mal
hot
şehvetli
hot
taze

Taze çilekler sıcak kekler gibi gitti. - The fresh strawberries went like hot cakes.

hot
ıssı
hot
ilgili

Rehberimiz bize otelin yeriyle ilgili yanlış bilgi verdi. - Our guide misinformed us about the location of the hotel.

hot
{s} şiddetli
hot
{s} çalıntı
hot
{s} iletken
hot
yakıcı şiddetli
hot
{s} seksi

Bu kız gerçekten seksi. - This girl is really hot.

O, gördüğüm en seksi adam. - He's the hottest guy I have ever seen.

hot
taze polisçe aranmakta olan
hot
ateşli olarak
hot
ısınmak
hot
(zarf) kızgın, öfkeyle, şiddetle, ateşli olarak
hot
{s} yüksek gerilimli akım taşıyan (tel)
English - English
hot
electrically charged

    Hyphenation

    e·lec·tri·cal·ly charged

    Turkish pronunciation

    îlektrîkli çärcd

    Pronunciation

    /əˈlektrəklē ˈʧärʤd/ /ɪˈlɛktrɪkliː ˈʧɑːrʤd/
Favorites