Bu elektrikli bir cihazdır.
- This is an electrical appliance.
Elektrikli teçhizatlardan uzak durun.
- Keep away from the electrical equipment.
Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü.
- He was electrocuted while playing the electric harp.
Elektrikli ısıtıcımız iyi çalışmıyor.
- Our electric heater does not work well.
Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.
- There is no life without electricity and water.
Isı odanın her tarafına elektrik sobasıyla yayıldı.
- Heat was spread throughout the room by the electric stove.
Tom bir elektrik mühendisidir.
- Tom is an electrical engineer.
Elektrik sisteminde bir arıza var.
- There is a fault in the electrical system.
Şimşek, elektriksel bir olaydır.
- Lightning is an electrical phenomenon.
Kardeşim bir elektrogitar aldı.
- My brother bought an electric guitar.
1888 yılında icat edilen, Alman Flocken Elektrowagen, dünyanın ilk elektrikli otomobili olarak kabul edilmektedir.
- The German Flocken Elektrowagen, invented in 1888, is considered to be the world's first electric car.
Şimşek, elektriksel bir olaydır.
- Lightning is an electrical phenomenon.