Elektrikli teçhizatlardan uzak durun.
- Keep away from the electrical equipment.
Şirket elektrikli eşya üretiyor.
- The company manufactures electrical goods.
Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü.
- He was electrocuted while playing the electric harp.
O her sabah elektrikli tıraş makinesi ile tıraş olur.
- He shaves with an electric razor every morning.
Elektrikli ısıtıcımız iyi çalışmıyor.
- Our electric heater does not work well.
Elektrikli ısıtıcımızla ilgili doğru gitmeyen bir şey var.
- Something is wrong with our electric heater.
Ütü soğuduktan sonra Mary elektrik kablosunu ütüye sardı, ütüyü tekrar rafa koydu, ütü masasını katladı ve onu yine dolaba kaldırdı.
- After the iron had cooled off, Mary wrapped the electrical cord around the iron, put the iron back on the shelf, folded up the ironing board, and put it away back in the closet.
Tom bir elektrik mühendisidir.
- Tom is an electrical engineer.
Şimşek, elektriksel bir olaydır.
- Lightning is an electrical phenomenon.
Benim bir elektro-gitarım var.
- I have an electric guitar.
1888 yılında icat edilen, Alman Flocken Elektrowagen, dünyanın ilk elektrikli otomobili olarak kabul edilmektedir.
- The German Flocken Elektrowagen, invented in 1888, is considered to be the world's first electric car.
Şimşek, elektriksel bir olaydır.
- Lightning is an electrical phenomenon.