İhtiyar heyeti onu köyden kovmaya karar verdi.
- The elders decided to expel him from the village.
Yaşlılarınıza karşı kibar olmalısınız.
- You must be polite to your elders.
Annem ve babam bana yaşlılara saygı göstermeyi öğretti.
- My parents taught me to respect my elders.
Yaşlılara saygı duyarım.
- I respect the elderly.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Yaşlı bir adam, büyük oğlu, küçük kızı ve küçük bebeği ile eski kiliseye girdi.
- An old man entered the old church with his elder son, his younger daughter and her little baby.
Büyük kızım Magdalena bir melek gibidir.
- My elder daughter Magdalena is like an angel.
Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor.
- My elder brother got a position in a big business.
Mürver suyunu severim.
- I love elderberry juice.
We were presented to the village elder.
After being a member of the Church for a while, Bill was ordained to the office of elder.
... a relationship with the elders." Can you talk a little bit about this sort of nonmilitary ...