Turkish - English
Definition of eklentiler in Turkish English dictionary
- (Bilgisayar) accessories
- plugins
In the future, Firefox will upgrade plugins for you.
-Gelecekte Firefox sizin için eklentileri artırır.
- (Ticaret) outbuilding
- add ons
- eklenti
- (Bilgisayar) add-on
Do you want to install this free browser add-on?
-Bu ücretsiz tarayıcı eklentisini yüklemek ister misiniz?
- eklentiler yükleniyor
- (Bilgisayar) loading add-ins
- eklenti
- plugin
In the future, Firefox will upgrade plugins for you.
-Gelecekte Firefox sizin için eklentileri artırır.
- eklenti
- addition
- eklenti
- interpolation
- eklenti
- attachment
I have installed Microsoft Office on my personal computer, so please use its file format when you send me the attachment.
-Benim kişisel bilgisayarıma Microsoft Office yükledim, bu yüzden bana eklenti gönderdiğinde lütfen onun dosya formatını kullan.
- eklenti
- insertion
- eklenti
- (Jeoloji) accessory mineral
- eklenti
- (Bilgisayar) add-in
- eklenti
- extension
With Windows, you have to have extensions or it won't read your files.
-Windows ile eklentilere sahip olmak zorundasın,yoksa o dosyalarını okumaz.
- eklenti
- (Bilgisayar) plug-in
- eklenti
- (Biyokimya) adduct
- eklenti
- (Bilgisayar) addin
- eklenti
- annexe
- eklenti
- (Dilbilim) tag
- eklenti
- annex
- eklenti
- add in
- eklenti
- appurtenance
- eklenti
- {i} add on
- eklenti
- addition, appendage
- eklenti
- accessory (of a machine)
- eklenti
- accessory
- eklenti
- accessory aksesuar
- eklenti
- annex, addition (to a building)
- eklenti
- (Nükleer Bilimler) appendage
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of eklentiler in Turkish Turkish dictionary
- Herhangi bir yapıya göre ayrı bir işlevi bulunan bölümler veya yapılar, müştemilât
- (Osmanlı Dönemi) MÜŞTEMELAT
- müştemilat
- Eklenti
- (Hukuk) MÜŞTEMİLAT
- eklenti
- Bir şeye eklenmiş olan, ek durumunda bulunan parça, aksesuar
- eklenti
- Aksesuar
Related Terms
eklentiler
Hyphenation
ek·len·ti·lerPronunciation
Resimler
History
Favorites