Esperanto is an agglutinative language.
- Esperanto eklemeli bir dildir.
Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
- Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.
Insects are arthropods.
- Haşereler eklem bacaklıdır.
Any translation is an annexation.
- Herhangi bir çeviri bir eklemedir.
Include me in your plans.
- Planlarınıza beni ekleyin.
Did you include everything you wanted to say in the text?
- Metne söylemek istediğin her şeyi ekledin mi?
A good head and a good heart are always a formidable combination. But when you add to that a literate tongue or pen, then you have something very special.
- İyi bir kafa ve iyi bir kalp her zaman müthiş bir kombinasyondur. Fakat buna bir okuryazar dil ya da kalem eklediğinizde, o zaman çok özel bir şeyiniz vardır.
Please add Tom's name to the list.
- Lütfen Tom'un adını listeye ekleyin.
Don't forget to attach your photo to the application form.
- Başvuru formuna fotoğraf eklemeyi unutma.
I have attached instructions on how to use FTP to access our files.
- Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.
I have enclosed your order form.
- Sipariş formunuzu ekledim.
She enclosed a little dark chocolate in her valentine.
- O sevgililer gününde biraz koyu çikolata ekledi.
Thanks for adding me on Facebook.
- Beni Facebook'ta eklediğin için teşekkür ederim.
Adding comments makes the code easier to read.
- Yorum ekleme kod okumayı kolaylaştırır.
Add one teaspoon of paprika.
- Bir çay kaşığı kırmızı biber ekle.
You can get it at the courthouse, the clerk added.
- Onu adliye binasında alabilirsin, katip ekledi.
Fine weather added to the joy of our trip.
- Güzel hava yolculuğumuza neşe ekledi.
You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.
- Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.
I can add many sentences in different languages.
- Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.
Turkish is an agglutinating language.
It's hard to splice the two fragments together.
- İki bölümü birlikte eklemek zordur.
Could you splice these two pieces of rope together for me?
- Bu iki parça ipi benim için birbirine ekler misin?