eklemeli

listen to the pronunciation of eklemeli
Turkish - English
(Dilbilim) additive
(Dilbilim) articulate
(Dilbilim) intrusive
adhesive
agglutinative

Esperanto is an agglutinative language. - Esperanto eklemeli bir dildir.

causing to unite or combine
eklemeli diller
agglutinative languages
eklemeli ikidilli eğitim
(Dilbilim) additive bilingual education
eklemeli karışım
(Pisikoloji, Ruhbilim) additive mixture
eklemeli tümcecik
(Dilbilim) additive clause
ekle
(Bilgisayar) ins

Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations. - Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.

Insects are arthropods. - Haşereler eklem bacaklıdır.

ekle
(Bilgisayar) appendto
ekle
(Bilgisayar) inject
ekle
annex

Any translation is an annexation. - Herhangi bir çeviri bir eklemedir.

ekle
(Bilgisayar) append
ekle
(Bilgisayar) insertion
ekle
(Bilgisayar) include

Include me in your plans. - Planlarınıza beni ekleyin.

Did you include everything you wanted to say in the text? - Metne söylemek istediğin her şeyi ekledin mi?

ekle
(Bilgisayar) add to

A good head and a good heart are always a formidable combination. But when you add to that a literate tongue or pen, then you have something very special. - İyi bir kafa ve iyi bir kalp her zaman müthiş bir kombinasyondur. Fakat buna bir okuryazar dil ya da kalem eklediğinizde, o zaman çok özel bir şeyiniz vardır.

Please add Tom's name to the list. - Lütfen Tom'un adını listeye ekleyin.

ekle
(Bilgisayar) attach

Don't forget to attach your photo to the application form. - Başvuru formuna fotoğraf eklemeyi unutma.

I have attached instructions on how to use FTP to access our files. - Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.

ekle
(Bilgisayar) append to
ekle
{f} enclosed

I have enclosed your order form. - Sipariş formunuzu ekledim.

She enclosed a little dark chocolate in her valentine. - O sevgililer gününde biraz koyu çikolata ekledi.

ekle
tot up
ekle
{f} adding

Thanks for adding me on Facebook. - Beni Facebook'ta eklediğin için teşekkür ederim.

Adding comments makes the code easier to read. - Yorum ekleme kod okumayı kolaylaştırır.

ekle
{f} tot
ekle
tack on
ekle
{f} add on

Add one teaspoon of paprika. - Bir çay kaşığı kırmızı biber ekle.

ekle
{f} enclosing
ekle
{f} added

You can get it at the courthouse, the clerk added. - Onu adliye binasında alabilirsin, katip ekledi.

Fine weather added to the joy of our trip. - Güzel hava yolculuğumuza neşe ekledi.

ekle
add up to
ekle
{f} add

You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence. - Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.

I can add many sentences in different languages. - Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.

ekle
{f} affix
Sondan eklemeli dil
(Dilbilim) Agglutinating language

Turkish is an agglutinating language.

ekle
{f} add#on
ekle
augment
ekle
totup
ekle
affixed
ekle
splice

It's hard to splice the two fragments together. - İki bölümü birlikte eklemek zordur.

Could you splice these two pieces of rope together for me? - Bu iki parça ipi benim için birbirine ekler misin?

ekle
insert
ekle
tot#up
Turkish - Turkish
Bitişken
EKLE
(Osmanlı Dönemi) Bir kere doyana kadar yemek
eklemeli
Favorites