eklemek

listen to the pronunciation of eklemek
Turkish - English
{f} attach
join
insert
put in
eke
fraternise
intercalate
include
embody
(Tıp) patch
eke out
tag
entrain
add up to
affiliate
fraternize
augment
add

Would you like to add anything to what I've said? - Söylediklerime bir şey eklemek ister misin?

Adding comments makes reading the code easier. - Yorum eklemek şifreyi okumayı daha kolay hale getirir.

supplement
put on
to increase the size of, enlarge; to lengthen; to widen
splice

It's hard to splice the two fragments together. - İki bölümü birlikte eklemek zordur.

write in

You should avoid adding sentences in a language other than your own, because unless you write in your mother tongue or dialect, you are prone to make many mistakes. - Kendi dilinden başka bir dilde cümleler eklemekten kaçınmalısın, çünkü ana dilinde ya da lehçende yazmadıkça birçok hata yapmaya eğilimlisin.

put to
interpolate
joint
slap on
tack
to pool, consolidate (resources); to join, unite
(Hukuk) to supplement, annexe
run in
join together
link
link up
piece
interlard
affix
throw in
suffix
to add, to attach, to join, to append, to annex
to add, append, affix, or tack (one thing) to (another)
adjoin
annex
subjoin
superimpose
append
add on
interpose
piece on
interject
tack on
mediatize
piece together
compound
postpose
accrete
let in
lend
the add
ekleme
adding

Adding comments makes it easier to read the code. - Yorum eklemek kodu okumayı daha kolay hale getirir.

Adding comments makes the code easier to read. - Yorum ekleme kod okumayı kolaylaştırır.

ekleme
{i} supplementation
başına eklemek
prefix
ekle
(Bilgisayar) ins

Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations. - Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.

Insects are arthropods. - Haşereler eklem bacaklıdır.

ekleme
addition

Additions and deletions are not shown immediately. - Ekleme ve çıkarmalar hemen gösterilmiyor.

The committee approved the addition. - Komite eklemeyi onayladı.

diye eklemek
put in
ekle
(Bilgisayar) appendto
ekle
(Bilgisayar) inject
ekle
annex

Any translation is an annexation. - Herhangi bir çeviri bir eklemedir.

ekle
(Bilgisayar) append
ekle
(Bilgisayar) insertion
ekle
(Bilgisayar) include

I've included a visitor's application. - Bir ziyaretçinin başvurusunu ekledim.

Include me in your plans. - Planlarınıza beni ekleyin.

ekle
(Bilgisayar) add to

A good head and a good heart are always a formidable combination. But when you add to that a literate tongue or pen, then you have something very special. - İyi bir kafa ve iyi bir kalp her zaman müthiş bir kombinasyondur. Fakat buna bir okuryazar dil ya da kalem eklediğinizde, o zaman çok özel bir şeyiniz vardır.

I have nothing to add to that. - Ona ekleyecek bir şeyim yok.

ekle
(Bilgisayar) attach

I have attached instructions on how to use FTP to access our files. - Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.

I attached my CV and my PhD proposals. - CV'mi ve Doktora önerilerimi ekledim.

ekle
(Bilgisayar) append to
ekleme
(Gıda) superimpose
ekleme
junction
ekleme
(Dilbilim) intrusion
ekleme
splenius
ekleme
intercalation
ekleme
annexing
ekleme
assembly
ekleme
jointing
ekleme
annex

Any translation is an annexation. - Herhangi bir çeviri bir eklemedir.

ekleme
insert
ekleme
add on
sonu eklemek
append
ekle
{f} enclosed

She enclosed a little dark chocolate in her valentine. - O sevgililer gününde biraz koyu çikolata ekledi.

I have enclosed your order form. - Sipariş formunuzu ekledim.

ekle
tot up
ekle
{f} adding

In Esperanto, nouns end in o. The plural is formed by adding a j. - Esperantoda, o ile biten isimler. Çoğul bir j ekleyerek oluşturulur.

Adding comments makes the code easier to read. - Yorum ekleme kod okumayı kolaylaştırır.

ekle
{f} tot
ekle
tack on
ekle
{f} add on

Add one teaspoon of paprika. - Bir çay kaşığı kırmızı biber ekle.

ekle
{f} enclosing
ekle
{f} added

You can get it at the courthouse, the clerk added. - Onu adliye binasında alabilirsin, katip ekledi.

I'll be back in a minute, he added. - Bir dakika içinde döneceğim,diye ekledi.

ekle
add up to
ekle
{f} add

Add a little more pepper. - Biraz daha biber ekle.

I can add many sentences in different languages. - Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.

ekle
{f} affix
ekleme
splice

It's hard to splice the two fragments together. - İki bölümü birlikte eklemek zordur.

kümeye eklemek
clump
ekle
{f} add#on
ekle
augment
srerek eklemek
Add srerek
EKLEME
bonding
araya eklemek
intercalate
bir şey eklemek
put in a word
birbirine eklemek
splice
boş sayfa eklemek
interleave
daha da eklemek
superadd
ekle
totup
ekle
affixed
ekle
splice

Could you splice these two pieces of rope together for me? - Bu iki parça ipi benim için birbirine ekler misin?

It's hard to splice the two fragments together. - İki bölümü birlikte eklemek zordur.

ekle
insert
ekle
tot#up
ekleme
added, appended
ekleme
adding, addition, appending, tacking (something) to
ekleme
extension
ekleme
annexation

Any translation is an annexation. - Herhangi bir çeviri bir eklemedir.

ekleme
apposition
ekleme
(Hukuk) add

It is easy to add 5 to 10. - 10'a 5 eklemek kolaydır.

Don't add sentences from copyrighted sources. - Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.

ekleme
affiliation
ekleme
{i} insertion
ekleme
enclitic
florin eklemek
(Kimya) fluorinate
habere yorumlarını eklemek
editorialize
parça eklemek
gusset
parçalarını eklemek
piece
peş eklemek
gusset
sakaldan kesip bıyığa eklemek/ulamak
to make good a deficiency or repair something by using what one has in hand
sonuna eklemek
suffix
takvime eklemek
intercalate
toryum oksit eklemek
(Kimya) thoriate
önüne eklemek
prefix
Turkish - Turkish
Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek: "Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir."- T. Buğra
Bir şeyi ek olarak kullanmak
Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilâve etmek
ekleme
Eklenmiş
Ekleme
tevsiat
EKLE
(Osmanlı Dönemi) Bir kere doyana kadar yemek
ekleme
Ayakkabı pençesi, yama
ekleme
Eklemek işi
eklemek
Favorites