ekili

listen to the pronunciation of ekili
Turkish - English
cultivated

This field is not well cultivated. - Bu tarla iyi ekili değil.

planted

There were lilies planted in front of the house. - Evin önünde ekili laleler vardı.

The cherry trees are planted on either side of the road. - Kiraz ağaçları yolun iki tarafında ekilir.

sown
tame
sown, planted
ekili alan
plantation

He realized a large sum by the sale of the plantation. - O ekili alanın satışını büyük miktarda gerçekleştirdi.

ekili alanlar
(Tarım) planted areas
Turkish - Turkish
Ekilmiş olan, mezru
ekili
Favorites